Farklı olmak, farklı düşünmekten ileri gelir. Hayat felsefemiz hep
ileri, hep daha iyi ise eğer; yaratıcı düşünmeye ve yeni fikirlere açık
olmamız gerekir. Peki kendinizi ne kadar yaratıcı buluyorsunuz? İşte
beynimizin yaratıcı kısmını geliştirmek için bilimsel teknikler...
İş dünyasında, beyninizin yaratıcı kısmını etkili bir şekilde nasıl
yöneteceğinizi biliyor musunuz? Az sonra bu sayfalarda, bilimsel olarak
onaylanmış pek çok yöntemle karşılaşacak, bundan böyle çok daha yaratıcı
bir adam olacaksınız.
Yaratıcılığın yeni kuralları
İş dünyasında, beyninizin yaratıcı kısmını etkili bir şekilde nasıl
yöneteceğinizi biliyor musunuz? Az sonra bu sayfalarda, bilimsel olarak
onaylanmış pek çok yöntemle karşılaşacak, bundan böyle çok daha yaratıcı
bir adam olacaksınız
Jonah Lehrer
Tüm dünyada üst düzey yönetici pozisyonunda çalışan 1500 kişi üzerinde
yapılan bir araştırmaya göre, işverenlerin çalışanlarında aradığı en
önemli özellik, yaratıcılık. Çünkü yeni fikirler, ekonomik büyümenin
sonsuz bir kaynağı olarak görülüyor. Hal böyle olunca da ister istemez
akıllara şu soru geliyor: Nasıl daha fazla yaratıcı olabiliriz ve
insanları daha fazla parlak fikirler üretmeleri için nasıl teşvik
edebiliriz?
Bu iki sorunun da bilimsel olarak test edilip onaylanmış birden fazla
yanıtı var. Bu sayfalarda en ilginç olanlarını sizlerle paylaşıyoruz.
Hayal gücünüzü harekete geçirmeye hazır mısınız?
Duvarları maviye boyatın
Birkaç yıl önce, British Columbia Üniversitesi psikiyatrlarından bir
ekip, farklı renklerin insanların düşünceleri üzerindeki etkilerini
inceledi. Çoğu henüz mezun olmamış 600 kişiden oluşan bir gruba kırmızı,
mavi ve nötr renklerdeki fonlara ne tür tepkiler verdiklerini anlamak
için bilişsel testler uygulandı. Ortaya çıkan farklılıklar çarpıcıydı.
Kırmızı fon testine tabi tutulanların, imla hatalarını fark etme gibi
fazla dikkat isteyen konularda çok daha başarılı oldukları gözlendi.
Bilim insanlarına göre, bunun nedeni insanların kırmızıyı otomatik
olarak tehlikeyle özdeşleştirmeleri ve bu nedenle de bu renk karşısında
daha tetikte olmalarıydı.
Oysa mavi renk, kişiler üstünde tamamen farklı psikolojik etkilere
sahip. Her ne kadar, mavi fon testi uygulanan kişiler, kısa dönemli
hafıza görevlerinde diğerlerine nazaran daha kötü performans sergilemiş
olsa da, basit geometrik şekillerden oyuncaklar yaratmak gibi hayal gücü
gerektiren konularda kesinlikle çok daha başarılıydılar. Bilim
insanları bunun nedenini mavinin, insanlara gökyüzünü ve okyanusu
çağrıştırmasına bağlıyor. Çünkü mavi rengin hakim olduğu bir ortamda
insan deniz, kum ve güneşi, yani tembel yaz günlerini düşünüp
rahatlıyor. Bunun sonucunda da stres altındayken olduğundan çok daha
yaratıcı olabiliyor. Buradan çıkarılacak sonuç belli: Yeni bir fikre
ihtiyaç duyduğunuzda pencereye çıkıp birkaç dakika gökyüzüne odaklanın.
Ya da olayı kökten çözüp ofisinizin duvarlarını açık maviye boyatın.
Daha fazla mola verin
Yaratıcılık, yalnızca yeni fikirlerle ilgili bir kavram olamaz. Ortaya
çıkanları bir süzgeçten geçirmek, hangilerinin işe yaradığını keşfetmek
de bu işin bir parçası. Radboud Üniversitesi doktora öğrencisi Simone
Ritter tarafından yürütülen bir çalışma, bu tür değerlendirmelerde nasıl
daha etkili olunabileceğini gösteriyor. Ritter bu çalışma için, 112
öğrenciden, süpermarkette oluşan ve zamandan çalan kasa kuyruğu gibi
gündelik problemleri hafifletebilecek fikirler üretmelerini istedi.
Bunun için öğrencileri iki gruba ayırdı ve ilk ekibe direkt olarak çözüm
bulmaya başlamaları, diğerlerineyse öncelikle iki dakika boyunca
ilgisiz bir hedefe yönelmeleri talimatını verdi. İkinci grup önce iki
dakikalık bir video oyunu oynadı, sonra çalışmaya başladı. İki grubun da
ortaya attığı fikirlere bakıldığında, başta oyun oynayan ekipten çok
daha yaratıcı fikirler çıktığı görüldü. İyisi mi siz, önemli toplantılar
öncesi birkaç dakikalığına iPad’inizi oyun oynamak için kullanın.
Faydasını toplantı esnasında göreceksiniz.
Keith Richards’a (I Can’t Get No) Satisfaction şarkısı için ilham, derin uykudayken gelmiş.
Beyninizi güçlendirin
- Zihinsel antrenmanlar, beyninizi daha kolay kontrol
altına almanızı sağlayacaktır. Ne de olsa kullanılmayan organ körelir.
Bu nedenle sürekli televizyon seyrederek beyninizi düşük viteste
çalıştırmak yerine scrabble, sudoku veya satranç gibi onu gerçekten
uğraştıracak oyunlara yönelin.
- Beyin açık havadayken ve ayaktayken daha iyi çalışır.
İnsan beyninin ayaktayken yaklaşık yüzde 10 daha fazla çalıştığı
düşünülüyor. Önemli kararlarınızı alırken kapalı alandaysanız, volta
atmaya ne dersiniz?
- İyi bir uyku, kaliteli bir beynin olmazsa olmazıdır.
24 saati geçen uykusuzluğun, beyinde sarhoşluğa benzer bir etki
yaptığını hatırlatalım.
Kaynak :http://cetindenz.blogspot.com.tr

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder