Avrupa Beyin Konseyi (EBC) tarafından otuz ülkede bir araştırma yapıldı. Araştırmanın sonuçları biraz iç karartıcı bir tabloyu gözler önüne sermekte.
Rapora göre, insan ömrü uzadıkça uyku bozuklukları, depresyon,
anksiyete gibi beyinle ilgili süreçlerde yaşanan bozukluklar artacak ve bu ciddi ekonomik bir yüke dönüşecek. Sonucun, Avrupa’nın sağlık kurumlarını etkileyeceği bildiriliyor.
Avrupa Birliği ülkelerinin, 2010 yılı rakamları itibariyle, nüfusunun %38 (yüzde otuz sekiz)’i ruhsal ve nörolojik sorunlar yaşamakta.
Beyinle ilgili sorunların artması ve ekonomik yük Avrupa Birliği için ekonomik bir tehdit olarak kabul ediliyor. Uzmanlar araştırma fonlarının artırılmasını istiyor.
Galxo Smith Kleine ve Astra Zeneca gibi önemli ilaç kuruluşları beyinle ilgili araştırmalara yer vermiyorlar. Beynin nasıl işlediği ve davranışı nasıl belirlediğiyle ilgili araştırmalar oldukça önemli. İlaç firmaları bu alanla ilgilenmeme gerekçelerini de sorumluluğu hükümetlere atarak sunuyorlar.
Türkiye’de de çok önemli zihinsel bozukluklar, nörolojik problemler var. Ağırlaşmayan vakalardan dolayı toplum içinde sorunun büyüklüğü anlaşılamıyor ve sorunun boyutlarına yönelik araştırmalar da yeterli değil.
Oysa ki ülkemizde “kol kırılır yen içinde kalır” mantığınca depresyondan çok daha ciddi zihinsel sorunlara kadar pek çok psikolojik sorun gizleniyor. Bireyler hastalıklarını kabul etmek istemiyorlar. Oysa ki sorunlar ilk başta tedavi edilmeye başlanırsa hem iyileşme süreci kısalır hem de sağlık giderleri açısından yük azaltılmış olur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder